Bu Blogda Ara

6 Mayıs 2012 Pazar

Senden Çook Var...


"Günümüz rekabet ortamı...." 

Bugün pazarlama - ekonomi - finans ve benzeri bir çok alanda yazılmış yüzlerce makalede bu üç kelime ile başlayan bir cümleye rastlamanız kuvvetle muhtemel. Çünkü önemli bir gerçek ve çağımızın en baskın özelliklerinden. Beraberinde getirdiği alternatif bolluğu ise avantaj mı dezavantaj mı? Alternatif bolluğu üzerine Barry Schwarts'ın Bolluk Paradoksu adlı kitabını şiddetle tavsiye ediyor ve asıl söylemek istediğime geçiyorum:

Bugün bir ürün ile ilgili sorun yaşayan müşterinin, markaya olan yaklaşımı genellikle "senden çok var" şeklinde olur. "Birçoğu içinden seni seçtim, kıymetini bil" der müşteri! Bazı ciddi kötü deneyimler sonrası kullanılması kabul edilebilir kuşkusuz ancak bunu bir güç gösterisi olarak, sadece elindeki bir koz olarak kullananlar da az değil. Marka/işletme olarak haklı iseniz; gerek hizmet gerek mal kalitenizden ödün vermemiş ve sadece nazlı/ukala bir müşterinizden yersiz bir talep yüzünden bu itiraz ile karşılaşıyorsanız, çalışanlarınızın müşteri karşısında dimdik durmasını teşvik ediniz. O müşteri kral olanlardan değildir kesinlikle.

Aynı sorun İK'yı Personel Müdürlüğü döneminde bırakmış işverenlerde de mevcuttur. Kalifiye ve değer yaratan bir çalışan olmanıza rağmen, karşınıza "beğenmiyorsan, senin yerinde olmak isteyen milyonlar var" tenkiti/tehdidi  ile gelir karşınıza. Gerçekten kurumuna değer katan bir çalışan için başına gelebilecek en kötü felaketlerdendir bu tehdit!

Her iki durumunda da yapmanız gereken şey ise çok basittir... Senden çok var diyene, sizi tercih ettiğinde de o kalabalığın orada olduğunu ve onlar varken neden sizi seçtiklerini hatırlayın, hatırlatın...