Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2013 Pazar

Futbol Bir Ölüm Kalım Meselesi Değildir; Ondan Çok Daha Önemlidir*

İlk izlerine M.Ö. 3.000 yıllarında rastlanmış bir topun peşinde koşan insanların... Mezar taşlarına işlemiş Mısırlılar top oynayan insanları... 5.000 yıldır topun peşinden koşan insanoğlu, bugün dünyanın en gözde ekonomilerinden birini yarattı futbol ile. 2011/2012 sezonunda yalnızca Avrupa'da 19 milyar 400 milyon Avro gelir yaratmış bir ekonomiden bahsediyoruz.

Bu büyük sektörü diğer sektörlerden ayıran en önemli özellik ise, duygular/tutkular üzerine inşa edilmiş bir sektör olması. Yarattığı yüksek ekonomik hacim ile diğer ekonomi unsurlarının da ilgi odağı olan futbol, markaların da gözde mecrası... 

Ağırlıklı sponsorluklar ile kendisini futbolun içine atan markaların, şikayetçi olduğum tarafı ise futbolun ruhuna müdahalesi. Kendi çıkarları uğruna sahadaki doğal akışa müdahaleleri... Yatırdıkları paraların karşılığını alabilmek adına sahaya çıkacak futbolcu kadrosuna karışmaktan, oynanacak saati belirlemeye, hatta bir rivayete göre formadaki logosunun görünürlüğünün engellenmemesi adına gol sevinçlerine karışması kadar. 


Futbolun tutku temelli olması, insanları sürükleyici gücünü beraberinde getirir. Bir çok farklı düşünce yapısındaki insanı futbol şemsiyesi altında birleştirebilirsiniz. Futbolu bir çok aidiyet duygusundan önde tutan insanlara, futbol ile istediğiniz bir çok şeyi yaptırabilirsiniz. Bu nedenle markaların futbolu kullanma tercihi çok önemlidir. Kimileri gizli kapaklı stratejileri ile etik dışı uygulamaları ile var olsa da, mükemmel fayda yaratan iyileri de var kuşkusuz. 

Brezilya'nın Vitoria takımının 2012 yılındaki kampanyası, futbol üzerinden konumlandırılmış en harika sosyal sorumluluk projelerinden birini oluşturuyor. 2012 yılının Haziran ayında yeni formasını piyasaya süren Vitoria'nın formaları her zamankinden oldukça farklıdır. Kırmızı & Siyah renklere sahip Vitoria takımının yeni formaları Beyaz & Siyah olarak tasarlanmıştır. Elbette asıl renklerinden vazgeçmemiş olan takım, kırmızı rengi geri getirmenin taraftarlarının elinde olduğunu duyurur. Taraftarlarından kan bağışında bulunmalarını isteyen Vitoria, Brezilya kan bankasının hedeflediği kan bağışına ulaştıkça, formanın da eski renklerine yavaş yavaş kavuşacağını belirtir. Ve 2012/2013 futbol sezonundaki şampiyonluk hedefinden belki de daha önemli olan hedefi, 4 beyaz çubuğun sezon sonunda yeniden kırmızıya bürünmüş olmasıdır:


Vitoria örneğinde sosyal bir olguda futbolun nasıl mucizevi bir güce sahip olduğunu görebiliyoruz. Daha da iyisi, futbolun gücü yerel sınırların ötesindedir. 

Küresel bir dünyadan bahsettiğimiz çağımızda, ülkelerin siyasi sınırlarını ilk ve en derinden kaldırabilen ekonomidir futbol ekonomisi. Avrupa'nın göbeğindeki bir 90 dakika için Afrika'nın en ücra köşesinde göz yaşı dökebilen insanları, sevinçten sokaklara dökülen insanları var edebilen bir ekonomidir. Asyalıyı Amerikalıya aşık edebilen, bir Vietnamlıyı İngilizlerin peşinden koşturabilendir:


Bu yüzden futbolu yönlendirme gücüne sahip olanlar, ellerinde mükemmel bir silaha sahip olduğunu bilmelidir. 

Dünyanın sayılı ekonomilerinden biri haline gelmiş futbol ekonomisi taraflarının, bu ekonomiden pay alma çabaları elbette olağan. Ancak futbolun popüleritisinden faydalanmak isteyen iş adamlarının futbola artan ilgisi, futbolun kitleleri sürükleme gücünden faydalanmak isteyen siyasilerin futbola nüfuz etmesi; esas odağı eğlence olan futbolun ruhunda zedelenmelere sebep oluyor. Ekonomik getirilerini koruma adına etik ve ahlakı ikinci plana atabilen bu taraflar, kısa vadede ekonomik kazançlar elde etmek, ekonomik kazançlarını en azından korumak isteyerek uzun vadedeki ekonomik kazançlarına da zarar verdiğini bilmelidir. Ülkemiz özelinde şike olaylarında ahlaki değerleri umursamaksızın, eline hesap makinesi alarak bu yaptırımda şu kadar kaybımız olur, bu kadar zarar ederiz diyenler, son aylarda milli içeceğimiz haline dönüşen dopingin de mucitleridir. Marka değeri adı altında ahlaki değerleri yok sayanlar, futbolun ekonomik değerinden çok daha büyük değerlere sahip olduğunu anlamalıdır. Ahlaktan uzaklaşmamış futbol yatırımlarının, hem ekonomik hem toplumsal fayda yarattığını bilmeleri de içlerini rahatlatmalıdır. 

Futbol, bir topun peşinden koşan 22 adam basitliğinden çok uzak, milyon dolarlardan çok daha değerli bir olgudur. Kazanmak esastır ama neyi kazanmak gerektiğini bilebilmek daha önemlidir...


*Yazının başlığı, eski Liverpool menajeri Bill Shankly'e ait efsanevi futbol sözlerinden biridir.

Hiç yorum yok: