Bu Blogda Ara

23 Aralık 2013 Pazartesi

2014 Tahmini: Kendi Öngörüsünü Kendi Yaratanlar Kazanacak!

Her yıl sonu olduğu gibi, 2013'ün de sonlarına geldiğimiz bu günlerde herkes 2014 kehanetlerine başladı... 2014 yılında giyim modası ne olacak? Dolar/Avro nereleri görür? Ekonomi ne kadar büyüyecek? Şampiyon kim olacak? 

Cevabı üzerine tahminlerin yürütüldüğü bu soru listesini genelden özele sonsuzlaştırmak mümkün. 

İnsanın içindeki merak, bilinmeze olan korkusu ile birleşince öngörü kıymetli bir hazineye dönüşüyor. Şüphesiz ki başımıza gelecekleri bilebilmek gibi bir güce sahip olmak, bizleri harika bir süper kahramana dönüştürebilirdi. Ama maalesef kötü haber; böyle bir güce sahip birini dünya, tarihi boyunca konuk etmedi!

Hatta durumun vahametini biraz daha somutlaştırmak gerekirse, Profesör Philip Tetlock tarafından 10 yıl süre boyunca 284 uzmanın 82.361 öngörüsü üzerinden gerçekleştirdiği çalışmanın, uzmanların ileriye dönük öngörülerinin gerçekleşme yüzdesi ile bilgisayarda rastgele üretilen sayıların tahmin edilen sayı çıkma yüzdesi arasında çok az fark olduğu sonucuna ulaştığını söylemek gerek. 

İnsanların tecrübelerinden, sahip oldukları entelektüel birikimden çıkarımlar yaparak öngörülerde bulunması elbette abes değil. Hatta kesin bir doğruya varmasa dahi, bilinmezliklerin neler olduğunu ortaya koyması açısından faydalı da. Ancak öngörünün kesin bir kehanet olarak kabul edilmesi, bilinmezlikten daha yıkıcı sonuçlar yaratabilme gücüne sahip. 


Kuşkusuz en rahat olanlar ise, öngörüde bulunan uzmanlar. Öngörü gerçekleşmediği takdirde herhangi bir kayıpları söz konusu değil; ne maddi, ne manevi... Gerçekleşmeyen öngörü, bir çok bahaneye sahiptir. Ben şöyle demiştim ama... ile başlayan cümlenin devamındaki bir çok gerçek, uzmanı günahsız kılmak için yeterlidir. Öngörü gerçekleştiğinde ise büyük bir ün, beraberinde de ciddi kazançlar sağlarlar. Bu yüzden öngörü riski, alınması çok kolay bir risktir. Aslında bu noktada Rolf Dobelli'nin önerisine kulak vermek gerekir. Öngörü fonu oluşturup, öngörüde bulunma başına 1.000 Avro gibi bir maliyet belirleyen Dobelli, öngörüsü gerçekleşen uzmanın parasını faizi (ve hatta belki ekstra primleri ile birlikte) geri almasını sağlarken, öngörüsü gerçekleşmeyen uzmanların öngörü fonlarının ise hayır kurumlarına aktarılmasını öneriyor. Sanırım böyle bir sistemde öngörüde bulunmak "biraz" cesaret isterdi. Elbette bu önerinin ütopik olduğunu da buraya not düşmekte fayda var.

Öngörünün kötü bir şey olduğunu savunmuyorum. Tek derdim, gücünün/etki şiddetinin farkında olabilmek. Çünkü gerçekten bir çok insan, bir çok uzmanın tahminleri doğrultusunda hareket etmekte. Parasını nasıl değerlendireceğine karar veren yatırımcıdan, ev alma planını gerçekleştirme zamanını belirlemeye kadar insanlar uzmanların ağzının içine bakmakta. Hatta, gelecek bir yılının nasıl şekilleneceğini burç yorumlarında arayan insanlar var. Yalnızca kişisel bazda da değil bu motivasyon. Birçok şirket gelecek yıl planlarını uzmanların öngörülerine göre şekillendiriyor. Hatta onlara kehanetleri için ciddi meblağlar ödemeye razılar. 2014 yılında tüketicinin nasıl bir davranış içerisinde olacağını bilmek, hangi pazarlama/reklam stratejilerinin etkili olacağını bilmek, kuşkusuz onları da heyecanlandırıyor. 

Bu noktada öngörünün bir başka ilizyonundan da bahsetmek gerek. Fikir önderleri, kanaat liderleri gibi sıfatlarla tanımlanan bir çok uzman, öngörüsü en değerli uzmanlardır. Şirketlerin para harcamaya hazır oldukları kişilerdir. Bunun sebebi, bu kişilerin öngörülerinin aslında bu kişilerin beklentileri olma gücünde saklıdır. Daha da açık ifade etmek gerekirse, olması istediği bir durumu öngörü olarak pazarlayabilme gücüne sahiplerdir. Alanında kabul görmüş, bir çok kişinin güvenine sahip bu kişiler, kitleleri yönlendirme gücüne sahip olmaları nedeni ile "aldatıcı" bir öngörüde bulunabilirler. Toplumsal kanıt ilkesi ve hale etkisinin de devrede olduğu bu sürecin sonucunda gerçekleştiğine şahit olduğunuz öngörü aslında sizin gitmek istediğiniz ve çok önceden belirlenmiş bir sonuç olabilir. 

Sonuç olarak, öngörülere kulak verin, onları önemseyin ancak kendi öngörülerinizi de mutlaka belirleyin. Bir çok etmen göz önünde bulundurularak öngörüler gerçekleştirilse de, sizin hayatınızı şekillendiren çok ayrı ve size özel gerçekleriniz var. Ayrıca dünya, her saniyesi sürprizlerle dolu bir yer... 

John Kenneth'in de dediği gibi; "Gelecekte olacakları tahmin eden iki tip insan vardır; biri hiçbir şey bilmez, diğeri de hiçbir şey bilmediğini..."
  


Hiç yorum yok: