Bu Blogda Ara

4 Mart 2017 Cumartesi

Haklı Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

Etrafımızda birçok insan var ve dijital dünyanın genişlettiği etraf, bu insan sayısını da katlayıp götürüyor. Direkt iletişimde olduklarımızdan, iletişim araçlarının nimetleri ile eninde sonunda maruz kalmak zorunda olduklarımıza kadar yüzlerce, belki binlerce insan… Haliyle çok çeşitli zihinlerle, kişiliklerle karşılaşıyoruz. Ama bu çeşitliliğin bir çelişkisi var; farklı ama (hemen) hepsi “haklı” olan insanlar.
Önce etrafınızdaki haklı insan sayısını bir düşünün, sonra haksız olduğunu kabullenen birini hatırlamaya çalışın…
Peki, nasıl bu kadar haklı olabiliyoruz? Neden haklıyız? Ve en merak ettiklerimden; insan kaç yaşından sonra haklı olmaya başlıyor? Bu kadar haklı olacak bilgiyle ne ara donanıyoruz? Ya da haklılık söz konusuysa bilginin canı cehenneme mi? Düşüncelerimize, kültürümüze, doğrularımıza olan bu sıkı sarılış iyi bir şey mi?
İnanmak başarmanın yarısı belki ama yanılmanın da tamamı bazen...